reklam
Kelebeğin Umudu (4.Bölüm) Kelebeğin Umudu (4.Bölüm) http://take.az/uploads/posts/2018-01/thumbs/1515763959_zahra.jpg
_Uğurböceyi_

_Uğurböceyi_ Hekayələr 12-01-2018, 18:48

Kelebeğin Umudu (4.Bölüm)

Kelebeğin Umudu (4.Bölüm)
Kelebeğin Umudu (4.Bölüm)

****4 bolum.Evlilik****
Zehra
Gözlerimde tek damla yaş kalmayana kadar ağlamıştım.
Allah ım karanlığı aydınlığa çeviren sensin.
Benim kalbimdeki karanlığı da aydınlığa çevir.
Babamın sözleri çok ağır gelmişti. Ben bu yükle nasıl yaşayacaktım.
En kötüsü babam yüzüme bile bakmıyordu.
Ben varım diye sofraya bile oturmuyordu.
"Zehra kızım baban sen vazgeç diye yapıyor.
Yoksa bir tanecik kızının üzülmesine kıyabilir mi?"
Bu söz acımı hafifletse de gerçekler tokat gibi yüzüme çarpıyordu.
"Annem affet ne olur çıkmam lazım. Bugün alışverişe gideceğiz.
Yarın nikah var."
Yarın kızının cenazesi var annem. Ölmeden toprağa gömecekler beni.
"Kızım yavrum yapma o serseriden sana koca olmaz.
Belki yürür koşarsın ama sana hayatı zehir edecek. Boy boy resimleri var gazetede.
Her gün farklı bi kız var yanında. Sen buna dayanamazsın kızım."
Bende biliyorum annem.
Ama ben kendimi feda etmezsem babam evi nasıl geçindirecekti.
Oturduğumuz evin kirasını kim verecekti. Kardeşim Emre nasıl okuyacaktı.
"Annem ben hazırlanıp çıkacağım."
"Zehra bu kadar umursamaz olamazsın."
Araba gönderip evden aldırmışlardı. Öncelikle bir kuyumcuya götürdüler.
Alışverişe yanımda Ali bey Umut ve teyzesi gelmişti.
"Kızım bak bu alyans çok güzelmiş."
Şuan hiç umrumda bile değildi.
"Evet. Bu olsun."
"Zehra seni etkilemek istemem. Hadi öyle uzak durma birlikte bakalım."
Bu insanlar çok iyiydi. Biri hariç bu adam nerden çıkmış.
Elinde telefon anca sırıtıyordu. Gör ki hangi kızla konuşuyordu.
İçlerinde en sade olan alyansı seçtim. Onun eşini de Umut a almıştık.
"Gel Zehra yüzüğünü takalım."
Bu yüzük parmağıma takılınca geri dönüşü yoktu.
Vazgeç Zehra hala bi şansın vardı.
O yüzük parmağıma değil de sanki boğazıma takılmıştı. Nefes alamıyordum.
Daha gelinlik alınacaktı. Kuyumcudan çıkıp gelinlikçiye gittik.
Burası rüya gibiydi. Her kızın hayalinde bir gelinlik modeli vardır.
Benimde vardı ama eskiden..
"Nasıl bir şey bakmıştınız efendim."
Ne önemi vardı. Giymesemde olurdu. Oynaya güle evlenmiyordum ki.
İçim kanaya kanaya evleniyordum."Ben düz abartısız bir elbise istiyorum.
Malum tekerlekli sandalye ile gelinlik zor olur.Rahat etmek istiyorum."
Bahanemi de bulmuştum. Bu yüzden kimsede karışamayacaktı.
Alışveriş boyunca Umut hep bir kenarda bekledi. Ağzını açıp bir kez bile konuşmadı.
Beni eve bırakacaklardı. Arabaya geçtik. Eve gelince hemen odama geçtim.
Babamla karşılaşacak cesaretim yoktu. Annem yatağıma yatırdı.
Bu gece bu evde son gecemdi. Bütün umutlarımı hayallerimi çocukluğumu burada bırakıp gidicektim.
"Annem gitme. Ne olur bu gece yanımda uyu. Sabaha kadar gül kokunu içime çekeyim."
Ağlamak istemesem de annem sarılınca kendimi salıvermiştim.
"Yavrum güzel kızım. Benim minik kelebeğim ne olur vazgeç."
Annem ağladıkça göz yaşları omzuma düşüyordu.
"Anne neden bana hep kelebeğim diyorsun."
Amacım konuyu değiştirmekti.
"Zehra m sen doğduğun da çok küçüktün. Seni kucağıma almaya korkardım.
Kelebek gibi ince ve narindin. Şimdi de öylesin kızım."
Uyumuş gibi yaptım. Annem alnımdan öpüp odadan çıktı.
Kaç gündür uyumadığım için bu gece bedenim yorgun düşüp uyumuştu.
Saat dokuza geliyordu. Nikah saat on ikideydi. Bir kaç saat sonra evden ayrılacaktım.
Kapı çalındı. İçeri kuzenlerim girdi.
"Hadi kızım neyi bekliyorsun. Seni hazırlamak için geldik."
Elbisemi dolaptan çıkardılar. Toz pembesi rengi vardı.
Üzerinede aynı renk şal almıştım. Kızlar beni hazırladılar.
Hiç sevmem ama hafif de makyaj yaptılar.
"Şu çiçeği de şalına taktık mı tamamdır."
Beni artık almaya gelmişlerdi. Kızlar oturma odasına götürdüler.
Babam gitmemişti. Bir köşede oturuyordu
"Baba kızını böyle boynu bükük mü göndereceksin.
Böyle kırgın kimsesiz mi bırakacaksın."
Gözlerinden yaş tane tane gömleğinin yakasını ıslatıyordu.
Ayağa kalktı elini uzattı.
"Canım babam."
Deyip ellerine sarıldım. Defalarca öpüp kokladım.
"Kızım sırf iyileşip sağlığına kavuşacağın için susuyorum.
Ama bilesin ki o adam seni üzerse bende onu üzerim."
Tekerlekli sandalyemi sürerek dışarı çıkardı. Ali amca ve Umut kapıda bekliyorlardı.
"Kızım sana emanettir Ali bey. Gözünden bir damla yaş akarsa ben karışmam."
Umut korkusundan babasının ardına pusmuştu.
Ali amca ise tüm içtenliğiyle babama sarılıp,
"Sen artık benim dünürümsün. Zehra da benim kızımdır. Gözün arkada kalmasın."
Az da olsa babamın içi rahatlamıştı. Arabaya binip nikah salonuna gittik.
Artık hayatımı karartacak o imzaları atıp Umut gilin evine gelmiştik.
"Kızım biliyorum çok yorgunsun ama eşim yukarıda seni bekliyor.
Nikaha gelemediği için üzgün. Seni görünce eminim mutlu olacaktır."
Zavallı kadın her şeyden habersizdi. Bu evliliği gerçek sanıyordu.
En çokta onu kandıracak olmamız beni üzüyordu.
Odasının önüne gelince kapıyı çaldım. Sesini duyunca içeri girdim.
"Ah benim gelinim sen misin? Çekinme kızım yaklaş.
Demek benim güzel gelinim sensin. Allah ım sana şükürler olsun."
Yanına çekinerek yaklaştım. Elini öptürüp yanına oturttu.
"Umut un dediği kadar güzelsin kızım. Tam benim gönlümde ki kızı bulmuş."
Umut bide güzel diye mi anlatmış. O dualar ettikçe benim içim sızlıyordu.
Onun bu sevincini elinden alamazdım.
"Beni mahcup ediyorsunuz annecim."
"Benim güzel gelinim. Ne kadar da edeplisin. Sana hediyelerim var kızım."
Yanında küçük işlemeli bir bohça vardı.
İçinden iğne oyalı bir yazma ve namaz örtüsü bir de işlemeli seccade çıkardı
"Bunlar hep benim el emeğim. Bir gün senin gibi bir gelinim olursa diye sakladım."
"Teşekkür ederim anneciğim."
"Hadi kızım git dinlen. Yarın yine konuşuruz."
Biri gelip tekerlekli sandalyemi sürerek odadan çıkardı.
Umut un odasına götürüyordu.
Her şey tamam da şimdi ne yapacaktım.
Oda da kimse yoktu. Duvarda ki saate baktığımda saat on ikiye geliyordu.
Kapı açıldı ve Umut içeri girdi.
"Neyi bekliyorsun uyusana. Korkma ben bu odada kalmayacağım.
Herkes uyusun dışarıya çıkacağım.
Ama babama söylersen sana bu dünyayı dar ederim. Duydun mu?" 2
Şimdiden başladı tehdite azarlamaya.
Bu adamla ben nasıl bir ömür geçirebilirim ki.
"Bende meraklı değilim sana. Nereye gidersen git."
Dediklerimi kulak ardı edip odadan çıkıp gitti.
Arkasından pencereye doğru sandalyemi sürdüm. Kapıda araba bekliyordu.
Umut kapıya çıkınca arabadan bir kız indi.
Umut a sarıldı.
Sonra arabaya binip gittiler.
Ben ise bu geceyi tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda kalmıştım.
Zehra
Bir ara sandalyede içim geçmişti. Boynum tutulmuş ağrıyordu.
Hava hala karanlıktı. Saat 4 e geliyordu. Namaz vaktine de az kalmıştı.
Ama ben hala nikah elbisemi bile çıkaramamıştım.
Koltuk değneklerim yanımda olsa en azından kendi başımın çaresine bakardım.
Kapı çalınınca birden tedirgin oldum. Gelen Umut un teyzesiydi.
"Zehracım ışığın yanıyordu. Eniştem bakmamı istedi."
Kadın beni bu halde görünce şaşırıp kaldı.
"Gül teyze kapıyı kapatıp yanıma gelir misin?"
Bir şey demesem de kadın anlamıştı. Umut orta da yoktu.
Ben elbiselerimle oturuyordum.
"Kızım Umut gitti mi? Sen neden hala elbiseyle oturuyorsun?"
Daha ne kadar saklayabilirim Gül teyzeye anlattım.
Belki sırdaşım olur da yardım ederdi.
" Benim bahtsız kızım. Umut un düzeldiğini sanmıştım.
Seni böyle bırakıp mı gitti?"
Herkes bana acıyordu. Ama ben bilerek bu hayatı seçmiştim.
Kaderime razı gelecektim.
"Üzülme Gül teyze bak ben üzülmüyorum.
Sen Hasan amcaya hiç bir şey deme olur mu?
Yardım edersen üzerimi değiştirip namaz kılmak istiyorum."
Elbisemi değiştirip abdest almama yardımcı oldu.
Benim namaz kılmam için yalnız bıraktı.
Bu saatte hepsi namaz kılmak için uyanmıştı. Umut ne zaman gelecekti.
Namaz bitince Gül teyzem benim yatağa geçmeme yardım edip odadan çıktı.
Yorgunluktan kafamı yastığa koyunca hemen uyumuştum.
Umut
Arkadaşlar sabah altıda eve bıraktı. Babam uyanmadan eve girmem gerekiyordu.
Sessizce eve girip odama çıktım. Kapıyı açıp içeri girdim. Kapıya yaslanıp bi oh çektim.
"Bu kim ya? Çokta içmedim ama.. Doğruya ben evlendim.
Odamda artık yabancı bir kız olacaktı."
En iyisi içimden konuşmaktı. Zehra uyuyordu. Yanına yaklaştım.
Başında bir tülbent vardı. Sanırım saçlarını kapatsın diye örttü.
Bu hali normal halinden iyi, en azından konuşmuyordu.
Çok masum bir güzelliği vardı.
Benim tanıdığım kızlar boya küpüne düşseler bu kadar güzel olamazdı.
'Ne yapıyorsun Umut kendine gel. Geleyim de nerede yatacağım şimdi.'
Sağa sola baktım. Yatacak bir yer yoktu.
Başka odada uyusam babam beni mahvederdi.
Yastığı alıp Zehrayla arama koydum.
Yatağın ucuna kıvrılıp yattım. Zaten kafam uyuşuktu. Uykuya geçişim zor olmadı.
Rüyamda sanki biri beni kolumdan tutmuş salıyordu.
"Ya kalk sana ne işin var senin yanımda."
Yok bu gerçek galiba. Kalktım ama ayılamıyordum.
Gözlerimi ovarken hala beni iteliyordu.
"Umut kalk yanımdan."
"Ya ne diyorsun sabah sabah uykumu böldün."
"Ne işin var yanımda git başka yerde uyu."
Bu ne diyor ya? Dağdan gelmiş bağdakini kovuyordu.
Ama dur şu kızla biraz dalga geçeyim.
"Karım değil misin? Yanında yatacağım tabikide."
İyice kızdırmıştım. Gözlerinden ateş püskürtecek az daha zorlarsam.
"Ne karısı be sen ne diyorsun? Bu evlilik gerçek değil."
Bu kezbana sanki çok meraklıydım. Mecburiyetten burada uyudum.
"Tamam sus biri duyacak. Başka nerede yatayım. Odaya bi koltuk alırım.
Sen git şimdi ben uyumak istiyorum."
Koltuk değneklerinden destek alarak yataktan kalktı.
Bende ona sırtımı dönüp gözlerimi kapattım. İşim var bu kızla.
Zehra
Ne rahat bu adam. Gelmiş yanıma yatmıştı.
Allah tan araya yastık koymuştu. İlk günden sinirlerimi bozdu bile.
Ama sabretmeyi öğrenmem lazımdı. Gül teyze gelip beni kahvaltıya indirdi.
Hasan amcayı görünce çekinip masaya yaklaşmadım.
Şimdi annem ile babamda kahvaltı masasındadır. Onları şimdiden çok özlemiştim.
"Gel kızım otur bakalım. Çekinme güzel gelinim."
Sağolsun kendi babam gibi ilgi gösteriyordu.
"Afiyet olsun Hasan amca deyip masaya geçtim." 1
"Kızım ben artık senin babanım şu amcayı kaldıralım."
"Peki Hasan baba."
Böyle diyince çok hoşuna gitti gülüyordu.
Kahvaltı yaptıktan sonra Umut un annesinin yanına çıktım.
"Hayırlı sabahlar annecim. Nasılsınız?"
Elleriyle başımı okşadı. Çenemden tutup sevdi.
"Bugün çok iyi hissediyorum kendimi. Ama kızım sen çok solgun duruyorsun.
Pekte cılızsın kızım. Benim gelinim azıcık etli olacak."
Dedikleri benim tebessüm etmeme neden olmuştu.
"Yerimden kalkabilsem sana meşhur yemeklerimden yapardım.
Bak o zaman nasıl yanaklarına renk gelirdi."
"Kalktığınızda birlikte yapar yeriz annecim."
Ellerimi tutup gözlerimin içine baktı.
"Sen oğlumu adam et. Ben senden başka bir şey istemiyorum."
Bunu benden istemeyin yapamazdım. Huylu huyundan asla vazgeçmezdi.
Başımı tamam anlamında salladım. Müsaade isteyip odadan çıktım.
"Zehra Umut u atık uyandıralım eniştem sorup duruyor."
"Teyze beni mutfağa götür. Uyandırmak için kahve yapmamız lazım."
"İçmiş demi yine?"
Boynumu büktüm cevap veremedim. Mutfağa gidip kahve yaptık.
Umut un yanına çıktık.
"Umut teyzecim hadi uyan baban seni çağırıyor."
Uyanmakta zorlansa da Gül teyze gözünü korkutunca uyandı.
"Şu kahveyi iç bakalım baban bir şey anlamasın."
Ters ters yüzüme bakmaya başladı.
"Hemen teyzeme yetiştirdin değil mi?"
Bari başkalarının yanında bağırma ya.
"O demedi ben seni gelirken gördüm."
Hala da yüzüme öldürecek gibi bakıyordu. Odadan çıkıp aşağıya indik.
Hasan babanın yanına oturduk. Sonra da Umut geldi.
"Umut Zehra yaklaşın yanıma bakalım. Size bir sürprizim var."


Müəllif:Buket Emlik




Sayta dərc etdi: Kənan0001

Məlumat Saytda şərhləri oxumaq, şərh yazmaq, xəbər göndərmək üçün QEYDİYYATDAN keçməyiniz lazımdır.

Bəyən Sevgi Gülüş Şok Üzgün Əsəbi
512 383 445 459 391 474

Oxşar xəbərlər Digər trend xəbərləri

Məlumat Saytda şərhləri oxumaq, şərh yazmaq, xəbər göndərmək üçün QEYDİYYATDAN keçməyiniz lazımdır.

Məlumat Sizin rəyə rəy yazmaq 15 gündən sonra mümkündür.